Little & Joy Turizm TURSAB: 10567
Bizi Arayın 08503059242
E-posta info@hepsigezi.com
HepsiGezi.com – Bugüne Özel Tatil İndirimleri ve Tur Kampanyaları
26 Nov 2025 5 dk okuma

Amasya Arkeoloji Müzesi - Amasya

Amasya Arkeoloji Müzesi - Amasya
26 Nov 2025
13
Görüntülenme

Amasya'nın merkez ilçesinde bulunan Amasya Arkeoloji Müzesi'nin geçmişi 1925 yılında kurulan müze deposuna dayanır. II. Beyazıt Külliyesi'nin medrese binasının iki odasında az sayıda arkeolojik eserler ile İslami dönem mumyalarının bir araya getirilmesi ile müze deposu oluşmuştur. Depodaki eserler 1962 yılında Gökmedrese Camii'ne taşındı. Depo, 1958 yılına kadar fahri memurlukla idare edildikten sonra 1958 yılının Haziran ayında müze müdürlüğü oldu. Müze, 22 Mart 1977 tarihinde yeni binasına taşındı ve yeniden düzenlenerek 14 Haziran 1980 tarihinde ziyarete açıldı.

Müzede Geç Neolitik Erken Kalkolitik Çağ’dan itibaren Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait 13 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkündür.

Müze binasının batısında bulunan müze bahçesi içerisinde Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait taş eserler sergilenmektedir.

Daha önce müzenin bahçesinde bulunan ve Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait olan türbe içinde sergilenen İlhanlılar Dönemi'ne ait 14'üncü yüzyıldan kalma mumyalar müze içerisindeki özel bir bölümde sergilenmektedir.

İlhanlıların Anadolu’daki hakimiyetleri döneminde Amasya’da nazırlık ve emirlik yapmış kişilere ve yakınlarına ait mumyaların bulunduğu bu bölüm, müzenin en ilgi çeken yerlerinden birini oluşturmaktadır.

Müzede ziyaretçilerin amatör makinelerle fotoğraf ve görüntü almalarına izin verilmektedir.

Amasya Arkeoloji Müzesi'nde Sergilenen Önemli Eserler

Kayı Boyu Damgalı Pencere Kanatları 

Osmanlı döneminin önemli bir sancak merkezi olan Amasya il sınırları içerisinde tespiti yapılabilen tek Kayı boyu damgası Amasya Müzesindeki bu pencere kanatlarında yer alır. Konuya ahşap pencere kanatları üzerine işlenmiş Kapı boyu damgası özelinde bakıldığında ise buradaki uygulama, Osmanlı coğrafyasındaki tek örnektir.

Bu pencere kanatları, 1486 tarihli Amasya II. Bâyezid Camiinden alınarak 02.11.2000 tarihinde Amasya Müzesine getirilmiştir.  

Kanatların her biri 208 x 67 cm ölçülerinde ve 6,5 cm kalınlığında düzenlenmiştir. Kanatlar üçer pano halinde tanzim edilmiş, üst panolar yatay dikdörtgen alt panolar kare ve damga motifinin yer aldığı orta panolar ise dikine dikdörtgen şeklinde yapılmıştır. Sağ kanadın üst panosunda Farsça, Kâ’betü’l-u’şşâk bâşed în mekâm, sol kanadın üst panosunda ise Her ki nâkis âmed încâ şod temâm dizesi yazılıdır. Molla Cami tarafından yazılmış olan bu beyit Konya Mevlana Müzesi Hat Dairesinde yer alır ki, Türkçe “Âşıklar Kâbe’sidir bu makam, buraya noksan gelen tamamlanır.” anlamına gelmektedir.

Kayı damgasının yer aldığı orta pano 92 x 46 cm ölçülerindedir. I Y I sembolleriyle düzenlenmiş olan Kayı boyu damgası toplam 29,5 cm uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır.

Damganın sağında ve solunda yer alan I biçimli semboller, 8 cm yükseklikte ve 3 cm gövde kalınlığına sahiptir. Ortada bulunan Y biçimli sembol ise 13 cm yükseklikte ve yukarıya bakan kısmındaki iki uç arası da yine 13 cm genişliktedir. Kayı boyu damgası sonsuzluk prensibine göre ve ayrıca müsenna olarak da bilinen aynalı tarzda düzenlenmiştir. Söz konusu damga motifleri bu yönüyle dikkate değer bir şekilde vurgu yapılarak işlenmiştir.

Fırtına Tanrısı Teşup Heykelciği

Müzesinin arkeoloji bölünün Orta ve Geç Tunç Çağı vitrinlerinin arasında kendisine özel yapılmış bir vitrin içerisinde sergilenmektedir. “Bin Tanrılı Halk” Hititlerin tanrılar panteonun/topluluğunun Baş tanrısı Fırtına Tanrısı Teşup’un bronz heykelciğidir.

Teşup Heykeli, 1962 yılında  Doğantepe Köyü Mesken Höyük'te yüzeyden 4 m derinlikte bulunmuştur. Doğantepe Köyü’nün bulunduğu alan Geç Neolitik-Erken Kalkolilitik Çağ’dan başlayıp Osmanlı Dönemi’nin sonuna kadar yerleşim görmüş bir höyüktür.

Arkeoloji literatürüne Amasya Heykelciği veya Hitit Fırtına Tanrısı Teşup heykeli olarak tanınan eser; Hititlerin Yukarı Ülkesindeki Hakmiş/Doğantepe’deki kült yerine tapınma için getirilmiş olabileceği gibi buradaki tapınağa ait bir heykel de olabilir. Bugünkü Doğantepe köyü Antik Hitit Kenti Hakmiş üzerine kurulmuştur. Hititlerin başkenti Boğazköy’e yaklaşık 150 km mesafede bulunan Doğantepe, Hitit İmparatorluk Dönemi'nde Kaşka'ların hücumuna uğramış bir kültür merkezi olup Hitit Kralları tarafından öncü bir kale olarak kullanılmıştır.

Tunç madeninden döküm tekniğinde yapılmış olan eserin yüksekliği 21.5 cm, ağırlığı ise 1340 gr’dır.  Eserin kol ve bacak kısımları ise bulunamamıştır.

Heykelin etek kısmından aşağısı yoktur. Başında tanrısal konik sivri külahlı başlık vardır. Dudakları hafif tebessüm eder şekilde, kalın kaşlı, badem gözlü ve göz çukurları boştur. Eserin orjinalinde göz çukurunun lapis lazuli gibi kıymetli taşlarla dolu olduğu düşünülmektedir.

Düzgün hafif tebessüm eden, güçlü ve mağrur yüz ifadesi ve narin beden yapısı ile genç erkek olarak tasvir edilmiştir. 

Güneş Saati

Osmanlı Dönemi'ne ait olan eser, üç kaidesi olan konik şekilli çam kozalağı formunda mermerden yapılmış olup ünik bir eserdir.

Ara 08503059242
WhatsApp Hemen yaz
E-posta info@hepsigezi.com